Gezegenler bir doğum haritasında çok farklı, en ufak bir eşyadan kişinin psikolojik fonksiyonuna kadar, çok çeşitli şeyleri simgelerler. İlkeleri olumlu ve yapıcı biçimde veya olumsuz ve yıkıcı biçimde deneyimlenebilir. Önemli olan onları tanımak ve simgeledikleri enerjileri olumlu kullanıp yönlendirmektir. İçsel karşılıklarını bulamamamız, dış dünyada onlarla sınanmamız anlamına gelir.
Venüs gezegeni sevgi, cazibe, uyum, güzellik, değerler, iştah, barış gibi kavramlarla ilişkiliyken Satürn gezegeni amaç, hedef, çaba, sorumluluk, disiplin, sınırlar, koşullar, kısıtlamalar, yapılandırma, tedbir, ciddiyet, gecikme, engelleme, korku, depresyon, ihtiyarlık, baba, devlet, otorite gibi kavramlarla ilişkilidir. Venüs sevgi, Satürn korkuysa Venüs- Satürn ilişkisi sevgi korkusu, sevmekten korkmak olur ya da Venüs sevgi, Satürn sorumluluksa Venüs- Satürn sevgi sorumluluğu, sevmenin sorumluluğunu almak, sorumluluk sahibi biri olarak sevmek olur.
Hermetik ismi ‘’Aşk Dehâsı’’ olan Venüs, sabır anlamına gelen ‘’Netzach’’ küresine, Hermetik ismi ‘’Aydınlık Bilinç’’ olan Satürn, anlayış anlamına gelen ‘’Binah’’ küresine karşılık gelir. Bu durumda Venüs- Satürn ilişkisi bizi sevgi anlayışına, sevgiyi anlamaya, anlayışlı biri olarak sevmeye, seven biri olarak anlayışlı olmaya çağırıyor. Öyleyse burada bir Âşık Veysel türküsüne varalım:
‘’Güzelliğin on par' etmez
Bu bendeki aşk olmasa
Eğlenecek yer bulamaz
Gönlümdeki köşk olmasa
Tabirin sığmaz kaleme
Derdin dermandır yareme
İsmin yayılmaz âleme
Âşıklarda meşk olmasa
Kim okurdu, kim yazardı?
Bu düğümü kim çözerdi?
Koyun kurt ile gezerdi
Fikri başka başk' olmasa
Güzel yüzün görülmezdi
Bu aşk bende dirilmezdi
Güle kıymet verilmezdi
Âşık ve maşuk olmasa
Senden aldım bu feryadı
Bu imiş dünyanın tadı
Anılmazdı Veysel adı
O sana âşık olmasa’’
Satürn, insan-ı kâmil olma anahtarıdır. Bir gezegenle ilişki kurduğunda, ilişki kurduğu bu gezegen ilkesiyle bağlantılı olarak gerçeklik ve sahtelik ayrımı yaptıracak şekilde bir sınav verdirir. Kalıcı armağanlar veren Satürn, ya bizim tekâmülümüz ya da saplanıp kaldığımız korkularımız olacaktır.
Kimi insanların haritalarında Venüs- Satürn vurgusu güçlüdür ve yaşamları, bunun sınavını vererek ya da bunun bilgeliğine erişerek geçer. Böyle bir durum söz konusu değilse de, yedi- sekiz yılda bir Satürn, haritamızdaki Venüs gezegenine sert bir açı yapar ve biz o ana kadar bu gezegen ilkesiyle ilgili yüzleşmelerden bir şekilde kaçmışsak artık kaçamaz oluruz. Ya burada olanın biriyle ya da bizim şanssızlığımızla ilgili değil, gelişimsel döngümüzle ilgili olduğunu anlar ve önümüzde duran bu taşı oradan kaldırırız ya da kendi kendimizin etrafına ördüğü duvarlar ardında yalnızlık çığlıkları atarız.
Sevgi, yaşamın çok değerli bir anahtarıdır. Acı çekme korkusuyla kaçmak, acı çekmediğimiz değil, daha büyük acıların içine sürüklendiğimiz bir deneyim olacaktır. Sevmek gerekir. Bu sınırsız olmak değil, sınırları kalbimize değil, kişisel alanımıza koymaktır.
Sue Tompkins’in ‘’Astrolojide Açılar’’ kitabında bu iki gezegenin ilişkisiyle bağlantılı kullandığı ifadelere göz atalım:
Ya da;
Bunlardan bir kısmını ya da birçoğunu kendimizde yakalamış olabiliriz ya da bir zamanlar nasıl da böyle olduğumuzu hatırlamış olabiliriz. Ya da bir kısmımız için hâlâ kötü birileri ve kötü şans olabilir. Şansın tohumu akıldır ve b tohum hepimizde mevcut, sadece kullanılmayı bekliyor. Öyleyse Haruki Murakami’nin şu sözüyle bitirelim:
“Yürekten sevdiğin bir insan varsa, bir kişi olsun yeter, hayatın kurtulmuş demektir…”
Kaynakça:
Astroloji Dersleri- Barış İlhan, Barış İlhan Yayınevi
Kozmik Varlık İnsan- Selma Mine, RUZAD Yayını
Sue Tompkins- Astrolojide Açılar, Barış İlhan Yayınevi